17 Nisan 2011 Pazar

SEVGİDE SENİ SEÇMİŞTİK..!!



2009-2010 sezonunu güzel bir şekilde kapatmıştık. Mutluyduk...

Ta ki stadımız elimizden alınana dek. Antalya Atatürk Stadyumu'nu yetersiz dediler. Kolonları çürümüş, artık taraftar yükünü karşılayamayacak hale gelmiş. Bu karar alınmadan önce, Adana Demir Spor - T.K.İ. Tavşanlı Linyitspor Bank Asya 1. Lig'e yükselme Final maçı oynandı bu stadyumda ve Adana Demir Spor taraftarı, Antalyaspor taraftarının ilgi göstermediği kapalı tribüne alındı. 1500 - 2000 kişi marşlarla, bestelerle hoplayıp zıpladılar. Aradan 1 - 1.5 ay geçti ve stadyumun kolonları çürüdü. Bir anda yetkili heyetler geldi. "Stadyumda maç oynanamaz." kararını verdiler. Buna da "tamam" dedik.

Artık bir stadyumumuz yoktu. Sağda solda stadyum aranmaya başlandı. Devlet babanın katkılarıyla yapılan Alanya'nın yeni stadyumu gündeme geldi. Gidilir miydi oraya, uzak değil miydi.? Gidilirdi, niye gidilmesin, bu taraftar nereye gitmedi ki.?

Alanya'dan vazgeçildi. Başka stadyumlar düşünülmeye başlandı. İnanır mısınız, Konya Atatürk Stadyumu bile gündeme geldi. "Yok artık.!" dediğinizi duyar gibiyim.

Sonrasında yönetim bastı parayı, Mardan Otel'in stadyumu olan Mardan Spor Kompleksi'ni kiraladılar. Hem de 5+5 yıllığına.

"Acaba bu parayı nereden buldular.?" sorusu akıllar belirmeye başladı.

Aradan 1 ay kadar kısa bir süre içinde, taraftarın ve kamu oyunun haberi olmadan yapılan anlaşma gündemlere bomba gibi düştü.

Artık Antalya'da yaşayanın, Antalyalı'nın, kendini Antalyalı gibi görenin "Antalyaspor'u" yoktu.
Yönetimden şöyle bir açıklama geldi: "Borcumuzu kapatmak için, başarı için ve 2013 senesinde uygulanacak olan kriterler için, Antalyaspor'un adını fiyatını söyleyemeceğimiz bir ücret karşılığında SATTIK."

Paranın nereden geldiği belli olmuştu. Artık Antalyaspor, daha doğrusu yeni ismiyle Medical Park Antalyaspor kendi(!) ayaklarının üzerinde durabilen, borcu olmayan ve başarıdan başarıya koşan bir takım olmuştu ya da olacaktı.

Bizler taraftar olarak, boşuna cefalar çekmişiz, boşuna gırtlaklarımızı patlatmışız. Bir 90 dakika için Kayseri'ye, Konya'ya, Sakarya'ya, İzmir'e, Giresun'a, Samsun'a boşuna gitmişiz. Kimimiz harçlıklarıyla biriktirdiği, kimimizin maaşından fedakarlık edip, aldığı kombineler, formalar, atkılar boşunaymış.

Arma uğruna katlanmamış mıydık tüm bunlara.? Armamız her şeyin üstünde değil miydi.? Demek ki, değilmiş. Armamız o kadar da önemli değilmiş. Zaten bu yönetim değil miydi, "Armadaki camiyle tuvalete v.b. yerlere girilmesi hoş değil." diyen. Zihniyete bakar mısınız.? Oldu olacak, atkılamızı altımıza serip, seccade olarak kullanalım.

Aynı yönetim gündeme getirmemiş miydi renklerimizin Antalya'yı simgelemediğini, değişmesi gerektiğini.? Akdeniz'in turkuazı, turunçgillerin turuncusu. Bunlar da benden olsun, ormanlarımızın yeşili, güneşin sarısı.

Sözün özü: Biz gerçek Antalyasporlular olarak bu kentin takımına sahip çıkamadık. Meydanı boş bıraktık, onlar sahip çıktı. Yukarıda bahsettiğim gibi sahip çıktılar,çıkıyorlar. Yaptıkları da zor olmasa gerek, "Takım ismini sat, parayı al." Sen olsan bunu yapamaz mıydın.? Pek tabii yapardın, öyleyse; o şanlı Antalyasporumuzu geri getirmek için ne yaptın.? Ne yapıyorsun.? Hâlâ maçlara gidip "Antalya" diye aşkını haykırabiliyor musun.? İnan, içimden "Antalya" diyesim gelmiyor.

Sen "Antalya" demeye devam et ama benim gibi düşünenler, sevgide, aşkta, yürekte Antalyaspor'u seçenler, artık Medical Park Antalyaspor'un "A"sını adına almıyor.!!